Bugun...



Aşura Günü

Aşura günü (Arapça: عاشورا), Muharrem ayının onuncu günüdür.

facebook-paylas
Güncelleme: 08-08-2022 07:17:11 Tarih: 08-08-2022 07:14

Aşura Günü

Lügat âlimlerinin meşhur görüşüne göre, "Aşur, Aşura ve Aşura", Muharrem ayının onuna denmektedir.[1] Bazı lügatçiler "Aşura" sözcüğünün İbranice Aşura ve Aşura sözcüğünden Arapçalaştığına kaildirler. "Aşura" kelimesi İbranicede Tişri (Yahudi ayı) ayının onuncu gününü adlandırmak için kullanılmaktadır.[2]

Aşura; Hz. Hüseyin b. Ali’nin (a.s) şehit olduğu Muharrem ayının onuncu günüdür.[3]

Aşura günü, hicret in 61. yılında Yezid b. Muaviye’nin Kufe valisi olan Ubeydullah b. Ziyad’ın emri ile Ömer b. Sa'd’ın komutanlığındaki Yezid ordusunun Şiilerin üçüncü imamı, Hz. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabının Kerbela çölünde feci bir şekilde şehit edilip, kadın ve çocukların esir alınarak, Şam’a götürülmesi hadisesinden dolayı çok önemlidir.

Bundan dolayı Şialar, Muharrem ayının başlaması ile birlikte her yıl, Kerbela şehitleri için yas merasimleri düzenlemektedir. Bu etkinlikler daha çok Muharrem’in birinci gününden 11 veya 12. güne kadar sürmektedir. Bazı yerlerde ise, bu yas merasimleri Sefer ayının sonuna kadar sürmektedir. Ancak merasimler en yoğun bir şekilde Tasua, Aşura ve Erbain’de gerçekleşmektedir. İran, Irak, Afganistan, Pakistan ve Hindistan’da Aşura günü resmi tatildir.

Kerbela Vakıasından Sonra Aşura Günü

Emeviler başta olmak üzere Ehlibeyt düşmanları, Kerbela hadisesinden sonra oruçla ve Aşura ile ilgili rivayetlerden kötü bir şekilde yararlanarak, din ve mekteple bağdaşmayan propaganda ve tebliğ çalışmaları yürütmüştür. Bu durumda şu inancı yayma çabası göstermişlerdir: Bugünde İmam Hüseyin öldürülmüştür ve İmam Hüseyin (a.s), ailesi ve yârenlerinin öldürülmesi -Allah’a sığınırız- çok güzel bir iş olduğu için, bugün çok bereketli bir gün olmuştur. Dolayısıyla bugün oruç tutmak gerekir.[4]

Maalesef yüzde yüz inhiraf ve sapkınlık olan bu görüş, bir grup Müslüman arasında nüfuz bulmuştur. İmam Hüseyin’in (a.s) Aşura Ziyaretinde bu konu şöyle geçmiştir: “Ve Haza yevmun teberreket bihi Benu Ümeyye” (ve bugün Ben-i Ümeyye nezdinde bereketli ve mübarek bir gündür.)[5]

Masum Ehlibeyt (a.s) İmamlarımız aydınlatıcı açıklamaları ve bazen de Aşura günü oruç tutulmasını yasaklayarak, ikindi ve akşam saatlerine kadar bir şey yenilip içilmemesi, ancak ikindi saatlerinde bir şeylerin yenilip içilmesi ve bu şekilde oruç tutmadıklarının anlaşılması ile içinde Ehlibeyt (a.s) düşmanlığının yattığı küfür içerikli bu düşünce ile mücadele ederek karşı çıkmışlardır.[6]

Abdullah b. Sinan[7] İmam Sadık’tan (a.s) ve ayrıca Zurare, İmam Sadık (a.s) ve İmam Bakır’dan (a.s) şöyle bir rivayet nakletmiştir: “Aşura günü oruç tutma…”[8] Cafer b. İsa da İmam Rıza’dan (a.s) bu mazmunda rivayetler nakletmiştir. Öyle anlaşılıyor ki bu ve diğer rivayetlerdeki oruç tutmayla ilgili rivayetler, Ben-i Ümeyye’nin söylediği oruçla ilgilidir.[9]

Allame Hilli’nin fetvalarının şerhi olan “Şerhi İrşat” kitabında Mukaddes Erdebili, Aşura günü orucun müstahap olmasını İmam Hüseyin’in (a.s) şehadetinden dolayı hüzünlü olmak şartına bağlamıştır. Mukaddes Erdebili şöyle yazmaktadır: “… Aşura gününde İmam Hüseyin (a.s) şehit olduğu için şükür ve bereket kastıyla oruç tutulması haramdır. Hatta eğer böyle bir maksat olmasa bile, Ehlibeyt düşmanlarının gelenek ve sünnetine benzememek açısından, o gün oruç tutmak mekruhtur. Nitekim Yahudi ve Hristiyanlara benzemek de mekruhtur. Allame Hilli’nin buyurduğu: "Hüzün ve acı ile olursa, müstahaptır" sözünden maksat şükür ve bereket kastıyla oruç tutan Emevilere benzememek şartıyladır.[10] Sahib-i Cevahir de Muhakkik Hilli’nin sözünün şerhinde buna benzer bir görüş ileri sürmüştür.[11]

----------------

[1]- Dehhuda, Ali Ekber, Lügatname-i Dehhuda, c. 10, s. 15663.

[2]- Dairetu’l Maarif-i Teşeyyü, c. 11, s. 15.

[3]-Dehhuda, Ali Ekber, Lügatname-i Dehhuda, c. 10, s. 15663.

[4]- Aşura Şinasi, Makale-i Pişine-i Aşura, Rıza Üstadi, s. 41 – 42.

[5]- Aşura Şinasi, Makale-i Pişine-i Aşura, Rıza Üstadi, s. 42.

[6]- Aşura Şinasi, Makale-i Pişine-i Aşura, Rıza Üstadi, s. 42.

[7]- Aşura Şinasi, Makale-i Pişine-i Aşura, Rıza Üstadi, s. 42, Camiu Ahadisu’ş-Şia, c. 9, s. 447’den naklen.

[8]- Aşura Şinasi, Makale-i Pişine-i Aşura, Rıza Üstadi, s. 42, Camiu Ahadisu’ş-Şia, c. 9, s. 447 - 449’dan naklen.

[9]- Aşura Şinasi, Makale-i Pişine-i Aşura, Rıza Üstadi, s. 42, Camiu Ahadisu’ş-Şia, c. 9, s. 447 - 448’den naklen.

[10]- Aşura Şinasi, Makale-i Pişine-i Aşura, Rıza Üstadi, s. 42, Mecmeu’l Faide, c. 5, s. 188’den naklen.

[11]- Aşura Şinasi, Makale-i Pişine-i Aşura, Rıza Üstadi, s. 42, Cevahiru’l Kelam, c. 17, s. 105’den naklen.




Bu haber 805 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI